Bence şiir, her şeyden önce, bir dil sorunudur. Türk dilinin bütün kollarını inceledim. Türkmence, Kırgızca, Karaimce, Göktürk ve Oğuz lehçeleri ve İstanbul ağızı... bunlar arasındadır. Ayrıca gene dilimizin güzel örneklerinin bulunduğu Dede Korkut gibi destansı halk hikâyelerini de saymak gerekir. Ben istedim ki, şiirlerim halkımızın bir türküsü, bir “Hoyrat”, bir “Ela Gözlü”, yahut bir “Bozlak” gibi ezgili bir şekilde okunabilsin. Ta ilk zamanlarda, şiire ilk başladığım zamanlarda bile, bu düşüncede idim. Bu yolla şiirlerimin daha bir etkin ve vurucu olma niteliğine varabileceğini sanıyordum. Bütün çabalarım bu yönde gelişmiştir. Şiirde halk söyleyiş olanaklarından yararlanma çok olağandır. Benim gibi halkın içinden çıkmış bir ozan için ise hepten olağan...
(Suphi Kenan Demirci, “Enver Gökçe ile Konuşma”, Dost Dost İlle Kavga, Yücel Yayınları, seçme eserler: 15, 2. Basım, Ağustos 1975, İstanbul, sf. 24.)
(Suphi Kenan Demirci, “Enver Gökçe ile Konuşma”, Dost Dost İlle Kavga, Yücel Yayınları, seçme eserler: 15, 2. Basım, Ağustos 1975, İstanbul, sf. 24.)